Kayıtlar

Şubat, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Barbarossa Harekatı : Birinci bölüm (Harekatın sebepleri, Planlama ve hazırlıklar)

Resim
Dünya tarihindeki en büyük askeri saldırı... Sivillerle birlikte en az 25 milyon insanın ölümüne sebebiyet veren büyük kavga. Nazi Almanyası'nın ilerlemesinin durduğu ve devrilmenin başladığı büyük savaş. Belki de bir çağı değiştiren büyük harekat... Her seferinde (Kavgam kitabında da bahsettiği gibi) Rusya'yı en büyük düşman olarak gördüğünü söylemekten çekinmeyen Hitler, her ne kadar Polonya, İngiltere ve Fransa ile savaşırken doğu sınırını güven altına almak için Rusya ile saldırmazlık paktı imzalasa da, zamanının geldiğine inanarak Rusya'ya karşı seferberliğe başlamıştı. İlk hazırlıklar başladığında takvimler 18 Aralık 1940 gününü gösteriyordu. Hitler'in hedefi, Rusya ile savaşı bir an önce kazanıp, orduyu terhis ederek Almanya'nın duyduğu işçi açlığını bir an önce bitirmekti. Bu süre içinde çabucak Ukrayna'yı alabilirse ne ala! Zira Hitler, Ukrayna topraklarını sınırsız tarım arazisi ve petrol kaynağı olarak görüyordu. Hitler'in emriyle harekatı k

Joseph Mengele: Yahudi Çocukların "Mengele Amca"sı...

Resim
O, diğer Nazilere nazaran daha kibar, daha sevecen davranışlarıyla dikkat çekiyordu. Yahudilerle dolu trenler Auschwitz kampına getirildiğinde, elindeki kırbacı onlara vurmak için kullanmayan ender SS üyelerinden biriydi. Mahkumlar onun bu sevecen tavrına güveniyor ve onun söylediklerini yapmaya gayret ediyordu. Fakat hiç biri bilmiyordu ki, onun kırbacının görevi daha farklıydı. O kırbacını sola doğru hareket ettirdiğinde o gruptaki Yahudiler gaz odalarına götürülüyor, sağa doğru hareket ettirdiğinde ise o gruptakiler ağır şartlar altında çalışmak üzere ya da iğrenç deneylerde kullanılmak üzere yaşamaya devam ediyordu. Oradaki mahkumların yaşamaları onun kararına bağlı olduğu için ona "Ölüm Meleği" diyorlardı. Evet, o isim; Joseph Mengele idi... Mengele 1911 yılında doğduktan sonra herkes onun normal bir çocuk olduğunu düşünüyordu. Zeki, aklı başında ve çalışkan... Tıp fakültesini kazanmış ve mezun olmuştu. Yakışıklı, çekici ve konuşmasını bilen biriydi. Büyüdüğü kasaba

Ruanda : Afrika'nın ortasında yaşanan vahşet...

Resim
Afrika'da acının diğer anlamıdır Ruanda... Sadece Victoria Gölü'nün dibinden çıkan 75.000 ceset herşeyi açıklamaya yetiyor aslında. Satırlarla kesilen insanlar, askerler tarafından tecavüze uğrayan kadınlar, babasının gözü önünde öldürülen çocuklar... Bu acı günlere sizleri götürmek istemezdim fakat, dünya tarihinde var olan bu olayı hiç anlatmadan da geçemezdim. Yazı -maalesef- biraz şiddet içerir, bu konuda beni bağışlayın. Ruanda, Afrika'nın ortasında, denize kıyısı olmayan fakat etrafı göllerle ve nehirlerle çevrili, tarıma elverişli küçük bir ülke. Fakat dünya bu ülkeyi güzellikleriyle değil, maalesef 1994 yılında yaşayan ve 800.000 Tutsi'nin ölümüyle sonuçlanan soykırım sebebiyle hatırlıyor. BM'nin çaresizliğini hatırlıyor. Fransa'nın nasıl "Hutu"lara Tutsileri öldürsünler diye silah yardımı yaptığını hatırlıyor. Hutuların Tutsileri öldürmek için Çin'den nasıl tanesi 10 cent'e satırlar aldığını hatırlıyor. Bu olayların baş gö

Türk Futbolunun Efsaneleri: Baba - Ordinaryüs - Taçsız Kral

Resim
Onlar Türk futbolu için birer gurur oldular. Gol kralı oldular, attılar, attırdılar, taraftarlarını gururlandırdılar. Ama onların önemli farkları vardı; onlar kendilerini sadece kendi takım taraftarına değil, ülkedeki herkese sevdirmeyi başardılar. Bugün Beşiktaş, Galatasaray veya Fenerbahçe sevgisiyle yaşayan milyonların annesine, babasına, dedelerine bu sevgiyi bu büyük futbolcular aşıladı. Galatasaray sevgisi yüzünden karısından boşanacak kadar renklere aşık bir Metin Oktay... Beşiktaş taraftarı tarafından Fenerbahçeli futbolculara küfür edilince "o taraftarlar bu stattan çıkmadan bu maç oynanmaz." diyecek kadar rakibine saygı duyan bir Hakkı Yeten... 6-7 Eylül olaylarında evini basanları "onlar benim birlikte erik çaldığım, birlikte oyunlar oynadığım çocukluk arkadaşlarım, onların hiç biri benim evimi yağmalamamıştır." diyerek şikayet etmeyen bir Lefter Küçükandonyadis... Hepsinin en güzel anılarını sizlerle paylaşmaktan gurur duyarım efendim: Hakkı Yet

YTÜ'de Yüksek Lisans: "ALES'in %90'ı etkiliyomuş kızzııaaammm" geyiklerine inanmak...

Resim
Evet, bugün tarihten bağımsız bir konu da olsa Yıldız Teknik Üniversitesi'nde eğitim hayatını sürdüren ya da sürdürmek isteyenler için "Yüksek Lisans Rehberi" sunmaya karar verdim. Sizler için aradım, taradım, çabaladım ve sonunda az ve kısa da olsa bazı bilgilere ulaştım. İnternette bir çok forumda  ya da paylaşım ortamında  insanların bunları merak ettiğini düşündüğüm için bu yazıyı yazmaya karar verdim.  Görelim bakalım, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin kafa karışıklığını nasıl gidereceğiz? Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri arasındaki bazı geyiklere ve şehir efsanelerine göz atalım ve yanlışlarını söyleyelim: -Ya ağğbi bizim okulda yüksek lisans için AGNO en az 3.00 istiyorlarmış. (evet aynen böyle devrik ya da anlatım bozukluğu barındıran cümleler kuruyorlar) Yanlış! Yıldız Teknik Fen Bilimleri Enstitüsü'nün belirlediği AGNO şartı en az 2,30'dur. Tezsiz Yüksek Lisans yapacak olanlarda ise bu koşul aranmaz! Fakat Anabilim dalının önerisi

Malcolm X : Özgürlük için savaşan bir siyah.

Resim
Bugün evinize dönerken kapınızın önünde yapraklı bir meşe dalı görseniz ne yapardınız?  Ya da sizin düşünceleriniz onlardan farklı diye mahallenizde aşağılansanız? H oşlandığınız bir bayana açıldığınızda, sizi hapise atsalar ne hissederdiniz? Ya da kölesi olduğunuz insan size tecavüz etse neye ya da kime isyan ederdiniz?  Peki sizin soyadınız, "sahibinizin" sizin için uygun gördüğü bir laf, lakap, isim, sıfat, zamir olsaydı? Ne kadar iğrenç sorular değil mi?  İşin en kötü yanı ne biliyor musunuz, bu yukarıda sizlere sorduğum soruların hepsi Amerika'da siyahi insanlara yapılan zulümler arasında yer alıyordu. 1965 yılına kadar Amerika'da, zenciler siyasete karıştıklarında mahallelerinden kovuluyorlardı, ten renkleri farklı diye aşağılanıyorlardı, beyaz birinden hoşlandıklarında hapse atılıyorlardı, tecavüze uğradıklarında seslerini çıkartamıyorlardu, soyadları ise köle olarak çalışan atalarının sahipleri tarafından konulmuş durumdaydı... Evlerinin önüne bol yapra

Yıldırım Savaşı mı? Var mı Nazilerden daha iyisi?

Resim
Alman savaş dehalarının kusursuz buluşu... Öyle bir buluş ki, Almanya'ya İkinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında muazzam bir üstünlük sağladı. Öyle bir buluş ki, Almanya o dönemin en güçlü kara kuvvetlerine sahip ülkesi Fransa'yı 3 haftada işgal etti. Öyle bir buluş ki Alman ordularına 2 hafta içinde Polonya'yı işgal ettirdi. Buluşumuz ne mi? Blitzkrieg... Hitler'in savaşın ilk yıllarında en güvendiği generallerinden biri olan Heinz Guderian tarafından bulunan blitzkrieg (yıldırım savaşı), iki düşmanın karşılıklı kazdığı siperlerden birbirlerini vurmasını beklemek istemeyen Hitler için hazırlandı. Bu savaş planını Guderian tatbikat amacıyla Hitler'e izlettiğinde, Hitler'in gözleri dolu dolu olmuş ve Guderian'a "yıllardır gördüğüm en muazzam saldırı planı, tam istediğim gibi" demiştir. "Bu saldırı şeklinin normal yöntemlere göre farkı ne?" diye soranlar, hazır mısınız? Şimdi açıklıyoruz: Öncelikle blitzkrieg'in farkını a

Kitap incelemesi: Sokak Savaşı Yılları / Tarık Ali

Resim
Kitabın eski basımının kapağı  Eğer 60 kuşağına, Soğuk Savaş yıllarına, Vietnam Savaşı'na, Che Guevara'ya, siyah-beyaz tartışmalarına, Malcolm X'e ve bu saydıklarıma Avrupa'da insanların nasıl baktığına dair içinizde en ufak bir merak varsa, mutlaka okunması gereken bir kitap diyorum, başka bir şey demiyorum, diyemiyorum. Dilim varmıyor.    Kitabımız Pakistan'da doğup gençlik dönemini orada yaşayan, daha sonra üniversite eğitimi için İngiltere'ye giden Tarık Ali'nin anılarının derlenmiş hali... Tarık Ali ilk başta gençlık yıllarından başlayarak, bize henüz ergenlik çağında olan Pakistan'ı anlatıyor. Daha sonra İngiltere'de üniversitede gençlerin siyasete olan eğilimi onun ilgisini çekiyor ve kendisini bir anda siyasetin içinde buluyor. Bu süre zarfında gazetecilik mesleğini de bırakmayan yazar, Küba'dan savaş zamanında Vietnam'a, Çek Cumhuriyeti'nden Finlandiya'ya kadar bir  çok yere giderek yeni ufuklar tanıyor ve bizl

Çöl Tilkisi'ni tanıyan?...

Resim
Savaş sırasında düşmanına acımazken, esir düşen düşmanlarına büyük bir saygıyla ve nezaketle yaklaşan ve onların saygısını kazanan bir generali anlatmanın gururunu yaşıyorum şu anda. Erwin Rommel 1891 yılında Stuttgart'ta doğ... neyse bunlara siz vikipedi'ye girerek ulaşabilirsiniz. Bu konularda gereksiz konuşmayalım. Erwin Rommel, 2. Dünya Savaşı öncesinde Piyade Okullarında ve Savaş Akademilerinde eğitmenlik yapan, İkinci Dünya Savaşı sırasında ise önce Fransa saldırısında görevlendirilen, ardından harap İtalyan birliklerini adam etmesi için Afrika'ya gönderilen ve burada da İngilizlerden çok daha düşük seviyede kuvvetlere sahip olmasına rağmen onları yüzlerce kilometre sürükleyebilen bir dehadır. Niye mi deha? Çünkü savaşta öyle taktikler kullanmıştır ki, şeytanın bile aklına gelmez. Örneğin, yeterli sayıda tankı olmadığını görünce kamyonlarının önüne tahtalarla veya metal parçalarıyla  tank görünümü kazandırıp, düşman askerleri dürbünle baktığında "

Bugünlerde Yunanistan...

Resim
Bugünlerde hangi sosyal paylaşım sitesine girsen, hangi sözlükte takılsan bir çok insanın ağzında Yunanistan hakkında iki farklı yorum dolaşıyor:  Birincisi "Hak ettiklerini yaşıyorlar, az bile olmuş Türk düşmanlarına..." şeklindeyken, diğeri ise "Yunanistan'da işçi sınıfı yükseliyor. Hükümeti devirip kapitalizmi yıkıyorlar" şeklinde... Maalesef güzel ülkemizde, hayatının büyük bir kısmında yatan, fakat maaşını alamadığında solcu olmayı aklına getiren Yunan işçilerine büyük bir sempati var. Şimdi iyi hoş, Yunan halkı isyan ediyor da, bunu sosyalizmle, komünizmle, kapitalizm düşmanlığıyla açıklamanın manası ne, hiç düşündün mü? Sana şimdi anlatacaklarımdan sonra, belki halkın yerine kendini koyarsın ve isyan etmenin sebebini öğrenirsin... Şimdi gelelim krizin sebeplerine : 1- 1990 yılına kadar süren siyasi istikrarsızlık 2- Halkın devlet tarafından düşük saatlerde ve yüksek maaşla çalışmaya alışması 3- Büyük oranda vergi kaçırmalar 4- Bütün ülke ekonomi